İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | drop in f. | uğramak | ||
They often drop in to see us. Onlar sık sık bizi görmek için uğrarlar. More Sentences |
||||
Genel | drop in f. | ziyaret etmek | ||
I just dropped in. Habersiz ziyaret ettim. More Sentences |
||||
Genel | drop in f. | bırakmak | ||
Let's drop in on the Fukudas. Fukudas üzerinde bırakalım. More Sentences |
||||
Genel | drop in f. | habersiz uğramak | ||
Genel | drop in f. | çat kapı ziyaret etmek | ||
Genel | drop in f. | damlamak | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | drop in f. | düşüşe geçmek | ||
Technical | ||||
Teknik | drop in i. | manyetik ortam yüzeyinde kusur veya kaydetme arızasından ötürü yanlışlıkla yazılmış kısım | ||
Sport | ||||
Spor | drop in f. | başka bir sörfçünün üzerinde kaydığı dalgaya müdahale etmek |